Hipertansiyon Hastaları İçin Beslenme Önerileri
Sağlıklı bireylerde sistolik kan basıncı 120 mmHg ve altı, diyastolik kan basıncı 80mmHg ve altında seyreder. Bireylerde kan basıncının normal değerlerin üstünde seyretmesi hipertansiyona işarettir. Baş ve boyun ağrıları, baş dönmesi, çarpıntı, burun kanaması, göğüste sıkışma hipertansiyona işaret olabilir. Genetik faktörlerin yanı sıra stres, sigara kullanımı, beslenme, şişmanlık gibi çevresel etmenler de hipertansiyona sebebiyet verebilir. Hipertansiyon, 40 yaş üstü bireylerde nadiren, 65 yaş ve üstü bireylerde sıklıkla görülebilmektedir.
Hipertansiyon beraberinde birçok hastalığı getirebilir. Felç, böbrek hastalıkları ve koroner arter hastalıkları için önemli bir risk faktörüdür. Ayrıca hastalarda aterosklerozis, beyin damarlarında bozukluk, damar çeper bozuklukları, göz dibi kanaması (görme kaybı) görülebilmektedir.Yapılan çalışmalar, tıbbi beslenme tedavisinin hipertansiyon hastalarında hastanın yaşam kalitesinin önemli ölçüde iyileşerek hastalığın tedavisine yardımcı olabileceğini göstermiştir.
Obezite, hipertansiyon için en önemli risk faktörüdür. Bel/kalça çevresi oranı arttıkça sistlik/diyastolik kan basıncı artmaktadır. Tedavi sürecinde öncelikle birey şişman/obez kategorisindeyse mutlaka zayıflatılmalıdır.
Araştırmalara göre; diyet yağ alımı, karbonhidrat alımı ile kan basıncı arasında ilişki bulunmaktadır. Doymamış yağ/doymuş yağ oranının artması ve lineoik asitten zengin beslenme kan basıncını düşürmektedir. Doymuş yağlar hayvansal kaynaklı katı yağlar olmakla birlikte doymamış yağlar sıvı formda bulunan bitkisel yağlardır. Hipertansiyon hastası bireylerde diyetle alınan kolesterolün 300 mg üstünde olmaması önerilmektedir. Aynı zamanda yüksek karbonhidrat tüketimi vücutta sodyum ve su tüketimini arttırarak kan basıncını yükseltmektedir.
Bu süreçte hastaların karbonhidrat tüketimine dikkat etmesi gerekir. Diyette basit karbonhidratlar yerine kompleks karbonhidratlar tercih edilmelidir. Sebze ve meyve tüketiminin arttırılması (günde 4-5 porsiyon), düşük yağlı süt ürünlerinin tüketilmesi önerilmektedir. Tuz alımının günlük 3.8 gram/güne düşürülmesi hastalarda olumlu sonuçlar göstermektedir.
Potasyumdan zengin besinlerin günlük diyete eklenmesi koruyucu olabilir. Kurubaklagiller, enginar, fındık, marul, maydanoz gibi besinler potasyumdan zengindir. Diyette kalsiyum, magnezyum ve diğer mineraller yeterli olarak bulunmalıdır. Alkol ve kahve oranı minimuma indirilmeli, alkol alımı günlük 28 gram, kahve alımı günlük 2-3 fincanla sınırlandırılmalıdır.